Isı Pompaları: Fosil Yakıtların Alternatifi ve Geleceğin Enerji Çözümü
İklim krizinin etkilerini her geçen gün daha yakından hissettiğimiz bu dönemde, enerji verimliliği ve karbon salımının azaltılması, küresel ekonomilerin ve tüm sektörlerin ortak öncelikleri arasında yer alıyor. Özellikle binalar, dünya genelinde enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 34’ünü ve küresel karbon emisyonlarının yüzde 37’sini oluşturuyor. Binalarda kullanılan enerjinin yarısından fazlasının ısıtma ve soğutma sistemlerine harcandığı göz önüne alındığında, bu alanda yapılacak dönüşümün iklim hedeflerine ulaşmada kritik öneme sahip olduğu görülüyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında güncellenen binalarda Enerji Performansı Direktifi de ısıtma ve soğutma sistemlerinden fosil yakıtların kademeli olarak çıkarılmasını ve 2035 yılına kadar enerji tüketiminde yüzde 20-22 oranında azalma sağlanmasını öngörüyor. İşte tam bu noktada, gelecekte fosil yakıtlara önemli bir alternatif olarak ısı pompası teknolojisi öne çıkıyor.
Baymak Genel Müdürü Ülkü Özcan, ısı pompası segmentindeki gelişmelere dair şunları söyledi: “Enerjinin büyük kısmını doğadan alan ısı pompaları, düşük enerji tüketimi ve yüksek verimlilik özellikleriyle öne çıkıyor. Hava kaynaklı ısı pompaları, yüzde 80’e varan enerji tasarrufu sağlıyor.”
Avrupa’da ısı pompası satışları son üç yılda ikiye katlanırken, birçok ülke bu teknolojiyi hem bireysel hem kamusal teşviklerle destekliyor. Türkiye’de ise 2020 yılında yaklaşık 10 bin adet olan ısı pompası satışı, 2025 itibarıyla 20 bin adedi aşmış durumda. Isı pompaları, hem bireysel hem de kurumsal kullanıcıların karbon ayak izini azaltmalarını sağlarken, ülkemizin dışa bağımlı enerji yapısını daha dengeli hale getirmeye katkıda bulunuyor. Bugün Türkiye’de yaklaşık 45 bin hanede ısı pompası kullanıldığı tahmin ediliyor. Orta vadede ise bu sayının hızla katlanarak artacağı öngörülüyor.